12 Ekim 2012 Cuma

Erken Çocuklukta Öz Bakım

0-36 Ay Çocuğuyla İletişim


İletişim;bilgi, fikir, duygu ve düşünceleri kapsayan anlamların, semboller yardımıyla
insanlar arasında karşılıklı olarak aktarıldığı bir süreçtir.

İnsanlar tek başlarına yaşayamazlar ve varlıklarını sürdürmek için başkalarına ihtiyaç
duyarlar. İnsanlar arasında kurulan işbirliği ancak iletişim yoluyla sağlanabilir. Anne baba ve

çocuk arasındaki iletişimin temelleri, bebeklik döneminde atılır. Bu sebeple bebekle kurulan

iletişim sağlıklı olmalıdır; çünkü bebekle kurulan sağlıklı iletişim, bebeğin tüm yaşamını
etkileyerek, kendine güvenen ve mutlu bir birey olmasını sağlayacaktır. Örneğin; bebeklik
döneminde temel ihtiyaçların zamanında karşılanmaması, bebekte güvensizlik duygusunu
oluşturacaktır.

İletişimin Özellikleri;
  • Dinlemek ( Etkin dinlemek )

  • İşbirliği içine girmek

  • Sen mesajı yerine, ben mesajı vermek

  •  Empati kurmak



Dinlemek (Etkin Dinlemek)
Büyümekte olan çocukla sağlıklı iletişim kurabilmenin ilk şartı dinlemektir. Çocuğun
problemini anlayabilmek için dinlemek gerekir. Anne ve babasının kendisini dinlediğini
gören çocuk önce kendisine değer ve önem verildiğini, kabul edildiğini, buna bağlı olarak da
sevildiğini düşünür. Aynı zamanda çocuk, duygularını ifade etme olanağı bulduğunda
“anlaşıldım” duygusunu yaşar ve rahatlar. Bu durum, çocuğun hem benlik saygısının
artmasına hem de kendisi dinleyen kişiye yakınlık duymasına neden olur. Bu sağlıklı iletişim
çocuğun ailesiyle olan bağını güçlendirerek, iletişimin devamını sağlar.


 İşbirliği İçine Girmek
Çoğu zaman anne-baba ve çocuk üzerinde mücadeleler yaşanır. Bazen bu mücadele
öylesine artar ki ebeveynle çocuk, karşılıklı olarak birbirlerini düşman gibi görürler.
Annebabanın “ellerini yıka!”, “yemeğini ye!”, “oyuncaklarını topla!”, “uyu!” şeklindeki
ifadeleri zaman zaman çocukta “Ben ne istersem onu yaparım!” şeklindeki olumsuz
tepkisine sebep olabilir. Burada anne-baba çocuğu suçlarken, emir verirken, uyarırken şu
soruyu kendine sormalıdır: ‘’Çocuk olsam bu durumda ben neler hissederdim?
Önemli olan ebeveynin gördüğünü söyleyerek, sorunu dile getirerek, gerektiğinde
çocuğu bilgilendirerek ve kendi duygularını yansıtarak işbirliği içine girmesidir. Annebabanın kendisini çocuğunun yerine koyduğunda yapacağı yaklaşım; suçlama ve tehdit
içermeyeceğinden, çocuğa karşısındaymış mesajı yerine, onun yanında olduğu mesajını
verecektir.

Sen Dili ve Ben Dili ile Konuşmak
Sen Dili: Anne-baba-çocuk arasındaki anlaşmazlıklarla çocuğun yaptığı olumsuz
davranışların sonucunda oluşur. Çocuğun olumsuz davranışları ya da sözlerinden sonra;
anne-babada hoşnutsuzluk, kızgınlık gibi duygular oluşur. Böylece çocuk kendini itilmiş,
sevilmemiş, reddedilmiş gibi hisseder. Dolayısıyla özgüveni sarsılır.Sen dili ile gönderilen kızgınlık ifadeleri; davranışa değil, kişiye yönelik açık saldırıdır.  
Kızgınlığın kişiye yönelik olması çocuğu kızdırır ve onun karşılık vermesine yol
açar. Zamanla çocuk içine kapanır iletişimini keser. Çocuk sevilmediğini düşünebilir. Onuru
kırılan çocuk, “Ama siz de hatalı davranıyorsunuz ” diyerek karşılık vermeye başlar. Bu
durumda anne-babalar çocuğa daha fazla ceza vermeye başlarlar.

Sen Dili
 Suçlayıcıdır.
 Davranıştan ziyade, kişiliğe yöneliktir.
 Kişiye, anlaşılmadığını hissettirir.
 Yeniden konuşma isteğini engeller.
 Neye kızıldığının anlaşılmamasına sebep olur.
 Kişiyi incitir, kırar.
 Kişinin direnmesine yani savunucu iletişime sebep olur.

Çocukta sen dili ile konuşmak yerine ben dili ile konuşmayı tercih etmelidir.

Ben Dili:
Ben dili, duygu ve düşüncelerimizi içtenlikle ifade eden sözcüklerdir. Ben dili ile
konuşmak, duygu ve düşünceleri anında ilettiği için kullanan kişiyi rahatlatır. “Neden böyle
yaptın?” yerine “Bu davranışa çok içerledim”; kızgınlık ve öfke gibi birikimleri önler.
Ben mesajlarının daha etkili olmasının sebebi “sorumluluk mesajları” olarak
değerlendirilmelerinden kaynaklanır. Ben mesajı gönderen kişi, kendi hakkında yaptığı
değerlendirmeyi, karşısındaki kişiyle paylaşmak üzere sorumluluk yüklenmektedir. Bu
sebeple karşısındaki kişinin davranışını değiştirme olasılığı da yüksektir.
Ben Dilinin Yararları
 Savunmaya itmez.
 Suçluluk hissettirmez.
 Duygunun sebebi anlaşıldığı için iletişim sağlıklı olur.
 Ben iletisi olan kişi, başkalarını da düşünmeyi öğrenir.
 Yakınlaşmayı sağlar.
 Anlaşmazlıkları azaltır.
 Konuşan kişiyi rahatlatır.



 Empati
Aile içi iletişimde önemli olan bir konu ise “empati” kurabilmektir. Çocukluk çağında
yaşanan birçok ruhsal ve davranışsal problemler, empatik yaklaşım sayesinde erkenden
tanınabilir ve müdahale edilmesi kolaylaşabilir.

Empati: Bir kişinin kendisini karşıdakinin yerine koyup, olaylara onun bakış
açısından bakması ve hissetmesi çabasıdır.
Empati yeteneği olmayan çocuklar, kendilerine nasıl davranılırsa karşısındakine de
öyle davranırlar. Düşen bir arkadaşını teselli etmek yerine ona bağırır hatta vururlar. Diğer
bir örnek ise; çocuk oyuncaklarıyla oynarken oyuncağını kırdı “üzülecek ne var!?” demek
yerine “Oyuncağını çok sevdiğini ve buna üzüldüğünü anlıyorum” demek daha uygun
olmaktadır. Oyuncağın, çocuğumuz için ne kadar kıymetli olduğunu anlatan cümleler
kurmak gerekir.
Empatisi olmayan kişiler, yalnız kendilerini düşünürler. Birisine kızdıklarında bunu
şiddete başvurarak gösterirler.